KADININ YOLCULUK YAPMASI
عن
أَبي هُرَيرَةَ رضي اللَّه عنهُ قَالَ : قَالَ رَسُولُ اللَّهِ صَلّى اللهُ
عَلَيْهِ وسَلَّم : « لا يَحِلُّ لامْرَأَة
تُؤْمِنُ باللَّهِ وَاليَومِ الآخِرِ تُسَافِرُ مَسِيرَةَ يَوْمٍ وَلَيْلَةٍ إلاَّ
مَعَ ذِي محْرمٍ عليْهَا » متفقٌ عليه .
Ebû Hüreyre radıyallahu anh’den rivayet edildiğine göre Resûlullah sallallahu
aleyhi ve sellem şöyle buyurdu:
“Allah’a ve âhiret gününe inanmış bir kadının, yanında,
kendisiyle evlenmesi haram olan bir yakını bulunmadan bir gün-bir gecelik
yolculuğa çıkması helâl değildir.”
Buhârî,Taksîr 4, Mescidu Mekke 6, Sayd
26, Savm 67; Müslim, Hac 423; Ebû Dâvûd, Menâsik 2; Tirmizî, Rada’ 10; İbni
Mâce, Menâsik 7
Aşağıdaki hadis ile birlikte açıklanacaktır.
وعن
ابنِ عباسٍ رضي اللَّه عنهما أنه سمع النبي صَلّى اللهُ عَلَيْهِ وسَلَّم يقولُ :« لا يخلُونَّ رَجُلٌ بامْرأةٍ إِلا ومَعَهَا ذُو محْرمٍ ، ولا
تُسَافِرُ المرْأَةُ إِلاَّ معَ ذِي محْرمٍ » فقال لَهُ رَجُلٌ : يا رسولَ اللَّهِ إنَّ امْرأتي خَرجتْ حاجَّةً ، وإِنِّي
اكْتُتِبْتُ في غَزْوةِ كَذَا وكَذَا ؟ قال :
«انْطلِـقْ فَحُجَّ مع امْرأَتِكَ » متفقٌ عليه .
İbni Abbas radıyallahu anhümâ’dan rivayet edildiğine
göre Resûlullah sallallahu aleyhi ve sellem:
- “Bir erkek, yanında mahremi olmayan kadınla yalnız
kalmasın; hiçbir kadın da yanında mahremi bulunmaksızın (tek başına)
yolculuğa çıkmasın” buyurdu. Bunun üzerine bir sahâbî:
- Ey Allah’ın Resulü! Karım hac için yola çıkmak üzere, ben de falanca
savaşa katılmak için yazıldım” dedi.
Resûl-i Ekrem sallallahu aleyhi ve sellem:
- “Git, karınla birlikte haccet!” buyurdu.
Buhârî, Nikâh 111, Cihâd 140; Müslim, Hac 424
Açıklamalar
Buraya kadar kadın erkek ayırımı yapmadan yolculuk konusundaki
kuralları belirleyen hadisleri okuduk. Bu son başlık altında, konunun
kadınlarla alakalı yönüne ışık tutan iki hadis görmekteyiz.. Birincisinde,
kadının mahremi olmaksızın tek başına 24 saatlik bir yolculuğa çıkmasının
helâl olmadığı belirtilmekte; ikincisinde ise mahremi bulunmayan bir kadınla
yalnız kalınmayacağı ve kadının ancak mahremi eşliğinde yolculuk
yapabileceği gibi iki meseleye temas edilmektedir. Kısaca “halvet” de
denilen, “birbirleriyle evlenmeleri mümkün olan bir erkekle bir kadının başbaşa
kalmaları” meselesini 1632. hadisin izahına bırakıp burada yolculukla
alâkalı meseleyi açıklamaya çalışacağız.
Yolculuğa ayrılan bu bölümün başından sonuna kadar gördüğümüz
hadislerden anlaşılmaktadır ki yolculuk, son derece ağır şartları olan, önemli
kurallara sahip bulunan bir konudur. İnsan hayatının hazar ve sefer (
ikâmet ve yolculuk ) hali gibi iki ana bölümünden birini teşkil eden
seferîliğin birtakım özel kuralları olması pek tabiidir. Zira müslümanın
sorumluluğu normal şartlarla sınırlı değildir. Müslüman hayatın her
safhasında sorumlu ve İslâm’ın kurallarına uymakla yükümlüdür.
Öte yandan nasıl ikamet hali erkek-kadın her cins için aynen geçerli
ise, sefer hali de aynı şekilde her cins için gerekli ve geçerli bir durumdur.
Buraya kadar tetkik ettiğimiz hadislerde, erkek-kadın ayırımı yapılmadan
hükümler ortaya konulmuştu. Burada ise özellikle hanımların seyahat esnasında
erkeklerden farklı olarak dikkate almaları lâzım gelen bir hususa işaret
edilmektedir. O da yola çıkacak olan kadının yanında kocası yoksa,
kendisiyle evlenmesi mümkün olmayan bir erkeğin bulunmasıdır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder